→ Barones Thyssen Barselona’da müze açmayı planlıyor
İspanya’nın önde gelen sanat koleksiyoncuları ve destekçilerinden Carmen Cervera memleketi Barselona’da müze açmayı planladığını söyledi. Cervera daha önce de Madrid’de Monet, Sisley, Renoir, Degas, Rodin, Matisse ve Picasso’nun eserlerine ev sahipliği yapan Thyssen-Bornemisza Ulusal Müzesi’nin kurulmasına katkıda bulunmuştu.
The Times’a konuşan Cervera, “Müze, gençliğimde Barselona’nın en işlek caddesinde film izleme şansını yakaladığım muhteşem Comedia Sineması’nda açılacak. 19. ve 20. yüzyıllara ait Katalan resim koleksiyonuma ve sergilere ev sahipliği yapacak,” dedi. Barselona merkezli La Vanguardia gazetesi, anlaşmanın şartlarının İspanya-İsviçre fonu StonewegPlaces & Experiences’la halen müzakere edildiğini bildirdi.
The Times’a, deposunda Barselona müzesi için 400 resim bulunduğunu söyleyen Cervera elinde kaç resim olduğu sorusunu, “Bilemiyorum, muhtemelen 2.000’den fazla. Hiç saymadım. Koleksiyona devam ediyorum. Bazen beni borç batağına sürüklese de, bu benim için bir tutku, büyük bir hastalık,” diye yanıtladı.
Cervera, 2002 yılında ölen sektörün önemli isimlerinden Hans Heinrich von Thyssen-Bornemisza’nın eşiydi; Madrid’deki Thyssen-Bornemisza Müzesi 1992’de kurulmuştu. Hans Heinrich’in 1993’te İspanya hükümeti tarafından yaklaşık 350 milyon dolara satın alınan ana koleksiyonu Avrupa resim sanatının sekiz yüzyılını kapsarken, baronun koleksiyonu 1999’da Cervera’ya ait eserlerle tamamlanmıştı. İspanya hükümeti 2021’de yaptığı müzakereler sonucunda CarmenThyssen Koleksiyonu’nun İspanya’da kalması için anlaşma sağlamıştı.
→ Hayır! Shepard Fairey, Marianne görselinin kullanımına tepki gösterdi
ABD’li sanatçı Shepard Fairey, Fransa’da aşırı sağcı Ulusal Birlik Partisi (RN, Rassemblement National) tarafından yayınlanan iki seçim kampanyası videosunda eserlerinden birinin kullanılmasını eleştirdi. RN Başkanı Jordan Bardella 17 Haziran’da yayınladığı videoda, Fransa’nın sembolü Marianne’in tasvir edildiği Fairey eserinin yanında oturan izleyicilere hitap ediyordu. Sanatçı Le Monde’a şöyle konuştu: “Aşırı sağ, kardeşliği ve birlikte yaşamayı temsil eden bu görselin ruhunu öldürüyor, sınırlar koyan ulusalcı bir yorum getiriyor.” Gazeteye göre, Bardella “genç seçmenleri hedefliyor ve 2017’deki başkanlık kampanyası sırasında aynı eseri öne çıkaran [Cumhurbaşkanı] Emmanuel Macron’u alaycı bir göndermeyle kışkırtmaya çalışıyor”.
Fransa’nın “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” sloganıyla bezenen litograf aslında Kasım 2015’te Paris’te düzenlenen terör saldırısının kurbanlarına saygı duruşu olarak tasarlandı. Daha sonra görseli açık kaynak haline getiren Fairey isteyen herkesin internet sitesi obeygiant.com’dan ücretsiz olarak indirmesine izin verdi. Görsel ayrıca anıtsal bir duvar resmine de dönüşerek Paris’in 13. bölgesine asıldı (daha sonra güvenlik yasalarını protesto eden aktivistler tarafından kırmızı gözyaşı eklenerek tahrif edildi).
Haziran ayında yapılan Avrupa seçimlerinde RN partisinin yüzde 31,4 oranında oy almasının ardından seçim çağrısı yapan Cumhurbaşkanı Macron (Macron’un Rönesans Partisi [Renaissance] yalnızca yüzde 14,6 oy aldı) “kendilerini aşırılıkçılık ateşinin içinde görmeyen” Fransız halkı ve siyasetçilerinin yeni bir koalisyon kurma vaktinin geldiğini söyledi.
→Florida’daki gece kulübü saldırısının kurbanları için anıt
Filipinli-ABD’li sanatçı Jefrë, 2016’da Omar Mateen’in LGBTQ+ Pulse gece kulübünde 49 kişiyi öldürdüğü silahlı saldırının kurbanlarının onuruna yaptığı Florida’daki anıtın tasarımını ilk kez sergiledi. “Wings of theRainbow” (Gökkuşağının Kanatları), Osceola County’deki Brown Weiss Parkı’nda Toho Gölü’nün kenarına yerleştirilecek yaklaşık 15 metre uzunlukta çok renkli bir heykel.
Projeye dair açıklamada, “Bu etkileyici sanat eserinin merkezinde karmaşık bir şekilde tasarlanan ve gökkuşağının canlı renkleriyle ışıldayan 49 melek kanadı bulunuyor. LGBTQ+ topluluğunun çeşitliliğini ve birliğini yansıtan gökkuşağı renkleri uyum içinde bir araya gelen farklılıkların güzelliğini vurguluyor,” ifadeleri kullanıldı. Eser, Jefrë ile Osceola County hükümeti arasındaki işbirliğinin ürünü. Gökkuşağına 49 kişinin isimlerinin yazıldığı eserde, ziyaretçiler heykelin etrafına yerleştirilen QR kodları aracılığıyla her kurban için dijital mesaj bırakabiliyor. Anıtı çevreleyen bahçede, heykellere mozaik şeklinde yerleştirilen fotoğrafları ve hatıra eşyaları içeren 49 “bireysel heykel parçası” da bulunacak. Saldırının dokuzuncu yıldönümü için 12 Haziran 2025’te tamamlanması planlanan anıt Osceola County ve özel sektör bağışlarıyla finanse ediliyor.
→Justin Trudeau, Vatikan’ın iade fırtınasının fitilini ateşledi
Kanada Başbakanı Justin Trudeau sosyal medyada paylaştığı mesajda Papa Francis’ten Kanada’daki yerli halkalara ait kültürel objeleri iade etme sözünü tutmasını isteyerek, ülkeye iade sorunlarıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Trudeau 14 Haziran’da İtalya’da yapılan G7 toplantısı sırasında papayla görüştükten sonra Instagram, Facebook ve X’te (eski adıyla Twitter) yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Papa hazretlerine uzlaşma konusundaki çabaları için teşekkür ettim ve sıradaki adımı atarak Vatikan’daki kültürel ürünlerin Kanada’nın yerli halkalarına iadesi konusunda destek vermesini istedim.”
Globe and Mail gazetesi, Trudeau’nun paylaşımlarının gazete tarafından mart ayında yayımlanan ve Katolik Kilisesi’nin kültürel ürünlerin iadesi konusunda kamuoyuna daha önce verdiği sözlere rağmen çok az ilerleme kaydedildiğini ortaya koyan araştırmanın bulgularını yansıttığını ileri sürdü.
Bununla birlikte, Vatikan’ın yerli halkalara ait eşya koleksiyonunun büyüklüğü halen bilinmiyor. 2022 yılında Vatikan Etnoloji Müzesi’nde yerli liderlerin ziyareti için düzenlenen kısa sergi sırasında sergilenen eşyalar arasında Kri halkına ait nakış işlemeli deri eldivenler ve Batı Yakası Saliş halkına ait oymalı yüz maskeleri de bulunuyordu. Papa 2023 ilkbaharında düzenlenen basın toplantısında, “Yerli halklara ait eşyaların iadesi konusunda Kanada’yla müzakerelerimiz devam ediyor; en azından bunun yapılması konusunda mutabık kaldık,” demişti.
Haida Gwaii Müzesi’nin (Kuzey Britanya Kolumbiyası’ndaki Haida bölgesinde) yönetici müdürü ve küratörü Jisgang Nika Collison’sa, “Vatikan’da Haida halkına ait objeler bulunup bulunmadığını bilmiyoruz çünkü sorularımızı hiçbir şekilde yanıtlamadılar,” dedi. Papalık temsilcileri yorum taleplerini henüz yanıtlamadı. (Hadani Ditmars tarafından hazırlanan ek haber.)
→ Julio Le Parc, Buenos Aires Havalimanı’nı devasa altın dönenceyle dolduruyor
Milyonlarca yolcunun zorunlu olarak vakit geçirdiği havalimanları dünyanın en popüler kamusal sanat platformlarından biri olarak büyük kitlelere hitap ediyor. Sanatçı Julio Le Parc’ın dikkat çekici son havalimanı işi de şimdilerde Buenos Aires’teki Ezeiza Uluslararası Havalimanı’nın gidiş terminalinde sergileniyor.
International Airport Review dergisinin haberine göre, Le Parc’ın 10metre çapındaki altın dönencesi “binanın büyük pencerelerinden görülen gökyüzüyle kontrast oluşturan” 2.913 altın aynalı paslanmaz çelik kareden oluşuyor. Le Parc, Instagram paylaşımında eserin “Arjantin bayrağına saygı duruşu niteliğinde” olduğunu yazdı.
Aeropuertos Argentina 2000 başkanı Martín Eurnekian açılış sırasında yaptığı konuşmada, “Ezeiza Uluslararası Havalimanı’nı, dünyada sanat eserlerine ev sahipliği yapmakla öne çıkan havalimanları arasında konumlandırmak istiyoruz,” dedi. Havalimanında sergilenen diğer kamusal sanat eserlerinden biri de Marta Minujin’e ait “Philosophical Puzzle” (Felsefi Yapboz, 1987).
Dikkate değer kamusal sanat sergilerine yer veren diğer havalimanları arasında Urs Fischer’ın “Lamp/Bear” (Lamba/Ayı, 2005-2006) eserinin kurulduğu Doha’daki Hamad Uluslararası Havalimanı ve Rijksmuseum’un uzak yerleşkesine ev sahipliği yapan Amsterdam’daki Schiphol Uluslararası Havalimanı (Setting the Table [Masayı Kurmak] adlı güncel sergi 17. yüzyılda yaşayan Alman ressam Abraham Mignon’un eserlerini içeriyor) yer alıyor.
→ Sahipleri yağmalanan eserleri Louvre’dan geri aldı, sonra da tekrar Louvre’a verdi
Son birkaç on yıldır Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenen 17. yüzyıldan kalma iki resim kısa bir süre önce Yahudi aileye iade edildi fakat aile daha sonra resimleri tekrar Fransız müzesine bağışladı. Hollandalı sanatçı Florisvan Schooten’in “Nature morteau jambon” (Jambonlu Natürmort) ve Almanya doğumlu sanatçı Peter Binoit’in “Mets, fruits et verre sur unetable” (Masa Üzerinde Yemek, Meyve ve Bardak) adlı eserleri daha önce Kuzey Avrupa bölümünde sergileniyordu. Bu eserler şimdi müzenin Naziler tarafından yağmalanan sanat eserleriyle ilgili sergisine alındı (6 Ocak 2025’e kadar).
Agence France-Presse’e göre, Naziler 1944’te Paris’te Mathilde Javal’e ait konaktan iki resim çaldı. Louvre’un açıklamasında, “Mathilde Javal’in Fransa hükümeti tarafından atılan proaktif adımlar sayesinde kısa süre önce bulunan vârisleri, ailenin sürgün edilerek Auschwitz’te öldürülen beş üyesinin anısına bu resimleri Louvre’a verme kararı almıştır,” ifadeleri yer aldı. Ailenin izine soybilimcilerden oluşan bir ekibin yardımıyla ulaşıldı.
Louvre başkanı ve direktörü Laurence des Cars yaptığı açıklamada şunları söyledi: “1944’te Javal ailesinden çalınan bu iki eserin yapılan titiz araştırmalar sonrası iade edilmesi 80 yıldır devam eden adalet arayışının sonucudur. Birlikte kurduğumuz bu sergi, Yahudi ailelerin işgal sırasında maruz kaldığı şiddetin ve mülksüzleştirmenin tarihine daha fazla ışık tutarak ulusal koleksiyonlarda hiçbir leke kalmamasını sağlama yönündeki kararlılığımızın kanıtıdır.”
→ SFMOMA, Yayoi Kusama’nın ayna odasını ve Martin Wong’un eserini satın aldı
Son dönemde 65 satın alım duyuran San Francisco Museum of Modern Art(SFMOMA), Yayoi Kusama’nın “Infinity Mirror Rooms” (Sonsuz Ayna Odaları) enstalasyonunu da satın aldığı eserler arasına ekledi. “Dreaming of Earth’s Sphericity, I Would Offer My Love” (Dünyanın Yuvarlaklığını Hayal Ederken Tüm Aşkımı Verebilirdim, 2023) adlı eser yakın zamanda SFMOMA’da Yayoi Kusama’nın 170 binden fazla ziyaretçi çeken Infinite Love (Sonsuz Aşk) sergisinde yer aldı. Eser ilk olarak 2023’te New York’taki David Zwirner galerisinde sergilenmişti.
Kusama geçtiğimiz yıl Infinite Love sergisinin açılışından sonra 2002 tarihli otobiyografisi Infinity Net’te (Sonsuzluk Ağı) siyahlarla ilgili aşağılayıcı yorumlar yaptığı için özür dilemişti. Kusama, San Francisco Chronicle’a yaptığı açıklamada, “Kitabımda kullandığım kırıcı ve incitici dilden dolayı derin pişmanlık duyuyorum,” demişti.
Diğer satın alımlar arasında Martin Wong’un San Francisco’daki Çin Mahallesi üzerinde uçan bir uçağı resmettiği “DC-3” (1992) adlı eseri yer alıyor. Müze açıklamasında, “Wong’un SFMOMA koleksiyonundaki diğer dört resmi ve bir çizimine eklenen bu resim sanatçının son 10yılda San Francisco’yu konu aldığı eserlerinin temsilini genişletiyor,” ifadelerine yer verdi. Koleksiyona Amy Sherald, Farah Al Qasimi, Glenn Ligon ve başka sanatçıların eserleri de eklendi. SFMOMA direktörü Christopher Bedford yaptığı açıklamada, “Bu satın alım grubu, estetik deneylere odaklanarak veya kendi zamanının önemli sorunları üzerine eğilerek eşit ölçüde çeşitlilik arz eden konularla ilgilenen çok sayıda sanatçının eserleriyle koleksiyonumuzu zenginleştirme yönündeki dinamik SFMOMA vizyonunu yansıtıyor,” dedi.